Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Myrkur, İstanbul'da kuzey rüzgârı estirdi

Myrkur, İstanbul'da kuzey rüzgârı estirdi

Myrkur, İstanbul'da kuzey rüzgârı estirdi04 Ağustos 2025 - 05:08
KüçükÇiftlik Park’ta düzenlenen Dark Sun Metal Festival, metalin farklı renklerini bir araya getirirken, Danimarkalı Myrkur mistik, karanlık ve folk ezgilerle örülü performansıyla festivalin ikinci gün konukları arasında yer aldı.
Yazı ve Fotoğraflar: Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
Festivalin ikinci gününü açan Knight Errant, Türkiye’nin senfonik metal sahnesindeki öncü duruşunu bir kez daha kanıtladı. Ardından sahne alan Danimarkalı Myrkur, black metalin folk ve gotik unsurlarla iç içe geçtiği müziğiyle adeta enteresan bir atmosfer yarattı. 
 
'Queen of The North'
 
Danimarkalı müzisyen 'Kuzeyin Kraliçesi' Amalie Bruun'un 2014 yılında başlattığı solo bir müzik projesi olan ve güncel kadrosu davulda Jaime Díaz Otero Núñez (2018 - günümüz), bas gitar, geri vokal ve synthesizerda Maja Shining (2020 - günümüz) ve gitarda Mikkel Haastrup (2023 - günümüz)'tan oluşan Myrkur, İzlandaca ve Faroece'de 'karanlık' anlamına geliyor. Black metal, folk rock, blackgaze ve gotik metal öğelerini İskandinav halk müziği ile harmanlayarak farklı bir müzikal tarz oluşturan Myrkur'un ilk albümleri daha çok black metal ağırlıklı iken, 2020 tarihli "Folkesange" albümü tamamen akustik ve folk tarzında. 
 
2023 tarihli son albümü "Spine" da ise önceki albümlerine göre daha çok alternatif pop ve synth-pop gibi tarzlara yönelmiş. Albümde, sanatçının alışıldık black metal ve folk müzik etkilerinden uzaklaşıp, daha dingin ve modern bir sounda geçtiği görülüyor. Özellikle synth-pop'un melankolik ve atmosferik yapısı, Myrkur'un vokalleriyle birleşerek albüme özgün bir hava katıyor. Albüm, karanlık ve melankolik temaları işlerken, daha melodik ve erişilebilir bir sound sunuyor. 
 
 
Grubun kurucusu ve solisti Amalie Bruun, 1985 doğumlu bir Danimarkalı şarkıcı, söz yazarı ve multi-enstrümantalist. Daha önce indie pop grubu Ex Cops'ın bir üyesi olan Bruun; Myrkur projesinde vokal, gitar, piyano ve daha bir çok farklı enstrüman çalıyor. Farklı projelerde de yer alan Bruun, 2024 sonbaharında King Diamond'un ABD turnesinde geri vokalist ve orgcu olarak da yer aldı. Bu turne, King Diamond'un beş yıl aradan sonra ABD'deki ilk büyük turnesi oldu.
 
Kuzeye yolculuk
 
2025 yılında dünya genelinde birçok festivalde sahneye çıkan Myrkur'un performansı büyük ilgi gördü.
Epifoni, +1 ve Uru iş birliğiyle İstanbul Küçükçiftlik Park'ta gerçekleştirilen Dark Sun Metal Festival'in ikinci günü olan 2 Ağustos'ta sahne alan Myrkur, 2014 - 2023 yılları arasında yayınlanmış dört stüdyo, bir canlı ve bir EP olmak üzere toplam altı albümünden en beğenilen şarkılarını çaldı.
Şarkıların lirik yapısı ve teatral sunumuyla dikkat çeken performans, enstrümantal bir girişin ardından 2023 tarihli "Spine" albümünden "Like Humans" ile başladı. 
 
Bu parçanın ardından aynı albümde yer alan, gotik vokalleri ve synth unsurlarıyla dikkat çeken "Mothlike", babasının vefatı sonrası yaşadığı kederi ve babasının anısını müziği aracılığıyla nasıl yaşattığını anlattığı "My Blood Is Gold" ile karanlık ve atmosferik yapısıyla öne çıkan, aynı zamanda albüme adını da veren "Spine" geldi. "Folkesange" (2020) albümünden "Valkyriernes Sang", ise eski Nordik şiirlerinden esinlenilmiş folk bir şarkıydı. 
 
 
"Dybt i Skoven / Ormanın Derinliklerinde"
 
Bir sonraki şarkı 2014 tarihli ilk mini albüm "Myrkur" EP'sinde ve 2015 tarihli ilk tam uzunluktaki stüdyo albümü "M"de yer alan "Dybt i Skoven / Ormanın Derinliklerinde" oldu. Myrkur’un ilk çıkış yaptığı parçalardan biri olan bu şarkıyı Danca seslendirdi Amalie Bruun... Myrkur'un kuzey mitolojisi ve doğa temalı vokal-folk estetiğini black metal unsurlarıyla birleştirdiği en özgün örneklerden biri olan "Dybt i Skoven" de kadim orman, doğa, gizem ve karanlıkla ilgili temaları işleyen Brunn'un şarkıda oluşturduğu atmosferik yapı ve geleneksel vokalleri çarpıcıydı gerçekten... 
 
Skøgen Skulle Dø / Günahkâr Kadın Cezalandırılmalıydı"
 
Yine "M" (2015)'den "Skøgen Skulle Dø" Danca seslendirildi Brunn tarafından. İlginç bir şarkıydı. Biraz araştırınca içeriği de ilginç geldi, sizlerle de paylaşayım:
 
Eski İskandinav kadın figürlerine odaklanan güçlü vokaller içeren "Skøgen Skulle Dø", Danca “Günahkâr Kadın Cezalandırılmalıydı” gibi bir anlama geliyor (anlamı biraz yumuşattım). Myrkur bu şarkıyı, Kuzey Avrupa’nın eski halk masallarından ve ortaçağ Hristiyan ahlak anlayışından esinlenerek yazmış. Şarkı, toplumun günahkâr kabul ettiği kadınlara yönelik cezalandırıcı bakış açısını yansıtıyor; aynı zamanda bu bakışı eleştiriyor.  Myrkur’un folk etkili çalışmalarında sıkça görülen 'kadının doğa, cadılık ve toplumla ilişkisi' temaları bu şarkıda da öne çıkıyor. Dolayısıyla dilini anlamasak da hem vokal tekniği hem de lirik diliyle kadının bastırılışına karşı karanlık ama etkileyici bir anlatı sunan Gotik atmosferli bu parçayı yürekten alkışladık.
 
"Spine / Omurga"
 
Konser, Myrkur’un dördüncü stüdyo albümü olan ve 2023'te Relapse Records etiketiyle yayınlanan "Spine"dan üç parçayla devam etti. Marissa Nadler, Earth gibi sanatçılarla da çalışan deneyimli prodüktör Randall Dunn (Sunn O)))'ın imzasını taşıyan "Spine", Myrkur’un önceki albümlerindeki folk, black metal ve ambient öğeleri yerine daha kişisel, daha sade bir dark pop / post-rock / atmosferik art rock çizgisine kaydığı bir albüm. Annelik, beden-zihin ilişkisi, kayıp ve iyileşme üzerine kurulu temalar içeren albümde Brunn, doğum sonrası yaşadığı duygusal durumu işlemiş. Deneysel elektronik ve metal birleşimi "Serpent", vokal harmonileriyle dikkat çeken "Blazing Sky" ve elektronik beat’lerle karanlık bir atmosfer sunan "Devil in the Detail" albümün olduğu kadar konserin de öne çıkan parçalarıydı.  
 
 
Halk şarkıları
 
Myrkur'un black metal köklerinden uzaklaşarak daha duygusal ve kişisel bir anlatım sunan ve özellikle Brunn"un vokal peformanslarıyla dikkat çektiği parçaların ardından konseri tamamen başka bir yere götüren dört parça daha dinledik. 
 
2018 tarihli "Juniper" EP'sinde yer alan "Bonden Og Kragen / Çiftçi ve Karga" geleneksel bir İskandinav halk şarkısının Myrkur tarafından yorumlanmış versiyonuydu. 
 
Konser aslında bu parçayla bitti. Ancak beni son derece şaşırtan seyirci, hakikaten o kadar büyük bir sevgi tezahüratı yaptı ki Amalie Brunn elbette ki konserin encore'u diyebileceğimiz bölüme geçti.
Sonraki iki parça Myrkur’un "Spine"dan önceki ve eleştirmenler tarafından 'modern bir halk müziğinin yeniden doğuşu" olarak tanımlanan 2020 tarihli "Folkesange - Halk Şarkıları" albümündendi. İskandinav kültürünü global sahneye akustik ve spiritüel bir sesle taşıyan Nordic folk, neofolk ve akustik tarzdaki "Folkesange",  Myrkur’un üçüncü stüdyo albümü ve black metal köklerinden tamamen uzaklaşıp İskandinav halk müziğine yöneldiği özel bir proje. Geleneksel İskandinav halk şarkıları, Orta Çağ baladları ve orijinal bestelerin bir karışımı olan albümdeki şarkılar Danca, İzlandaca, Norveççe ve İngilizce olarak seslendirilmiş. Nyckelharpa, mandola, lyre, keman, flüt, perküsyon gibi tamamı akustik ve geleneksel enstrümanların kullanıldığı kayıtlarda Amalie Bruun’un vokali ön planda, sade ama etkileyici vokal düzenlemeleriyle dikkat çekiyor. Bruun’un hem kültürel köklerine dönüşü hem de sanatsal çeşitliliğinin bir göstergesi olarak kabul edilen "Folkesange", Myrkur’un metal dışı izleyiciye de ulaşmasını sağlamış bir proje. 
 
Nitekim en çok bilinen ve stream edilen folk baladlarından biri olan "Leaves of Yggdrasil" ile İskandinav pagan inancına dair vokal geleneklerini yansıtan "Odins Sang" bambaşka havada bir atmosfer yarattı.
 
 
Dinamik final
 
Amalie Bruun liderliğindeki Myrkur, Dark Sun Metal Festival'deki performansını "Mareridt" adını taşıyan 2017 tarihli albümünün en çarpıcı parçasıyla bitirdi. 
 
Myrkur’un çıkışını dünyaya duyurduğu ve en çok dinlenen parçası olan "Ulvinde / Dişi Kurt" dinamik yapısıyla bizi yeniden kendimize getirdi desek yeridir.
 
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, benim de çok yeni dinlemeye başladığım Myrkur, derinliği olan ayrıca deneysel projeleriyle değerli bir grup, ancak konser setlisti için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yukarıda da bahsettiğim ve çok başarılı olduğunu düşündüğüm "Folkesange -Halk Türküleri", folk müziği çok seven benim gibi biri için tek başına harika bir albüm ancak bir metal müzik festivalinin dinamik olması gereken tansiyonunu düşürmesi açısından doğru bir seçim olmadığı düşüncesindeyim. Ayrıca, Amalie Brunn'un "Folkesange" tarzında albümlere devam etmesi en büyük dileğim...
 
Mrykur'un bir sonraki performansı 24 Ağustos'ta Helsinki, Finlandiya'da...