Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Oktyabr ve Kırdar’dan “Ruh Terapisi”

Oktyabr ve Kırdar’dan “Ruh Terapisi”

Oktyabr ve Kırdar’dan “Ruh Terapisi”26 Ağustos 2025 - 06:08
Kazakistan’ın müzik dünyasına armağan ettiği en parlak isimlerden biri olan çellist Bagjan Oktyabr, “Soul Threapy - Ruh Terapisi” adını verdiği konser programıyla Türkiye turnesine başladı. Konser serisinin sürpriz ismi ise Gökhan Kırdar.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
Kuveyt, Dubai, Bakü, Amsterdam, Köln, Stuttgart, Berlin, Brüksel ve Paris'teki muhteşem performansların ardından bu unutulmaz dünya turnesi Türkiye'de muhteşem finaline ulaşıyor.
Müziğiyle yalnızca kulaklara değil, ruhlara da dokunmayı hedefleyen sanatçı ilk konserini bugün Denizli Açık Hava Tiyatrosu’nda verecek. 27 Ağustos Çarşamba Antalya Aktüel Açık Hava Sahnesi, 29 Ağustos Cuma Ankara Oran Açık Hava Sahnesi ve 31 Ağustos Pazar İzmir Bornova Aşık Veysel Açık Hava Tiyatosu’nda sahne aldıktan sonra 2 Eylül Salı İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alacak.  
 
Dinleyicilerine klasik müzikle harmanlanmış duygusal bir yolculuk vaat eden sanatçının dinleyicilerine bir de büyük sürprizi var. Oktyabr’a konserlerinde hitlerin bestecisi Gökhan Kırdar konuk sanatçı olarak katılacak.
 
 
“Müzik benim misyonum. Çalmıyorum - iyileştiriyorum.” sözleriyle müziğe yaklaşımını özetleyen Bagjan Oktyabr, yalnızca bir icracı değil, aynı zamanda bir ruh terapisti gibi sahneye çıkıyor. Onun için müzik, teknik bir beceriden çok daha fazlası; insanın iç dünyasına dokunan, onu dönüştüren bir güç.
 
Kazygurt’tan dünya sahnesine
 
Bagjan Oktyabr, Güney Kazakistan’ın Kazygurt ilçesinde doğdu. Müzikle erken yaşta tanıştı ve ailesiyle birlikte taşındığı Almatı’da, üstün yetenekli çocuklara yönelik A. Zhubanov Müzik Okulu’nda çello eğitimi aldı. Bu eğitim, onun müzikal kimliğini şekillendiren ilk adım oldu. 2021 yılında Almatı Cumhuriyet Sarayı’nda verdiği ilk büyük konserle dikkatleri üzerine çekti. Ardından 26 ülkeyi kapsayan bir dünya turnesine çıkarak klasik müziği modern yorumlarla buluşturduğu performanslarıyla geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Kazakistan Sanat Üniversitesi’nde çello üzerine yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim alan sanatçının kısa süre önce çello üzerine akademik tezini savunduğu ve bu alanda uzmanlaştığı belirtiliyor.
 
Sanatçının müzikal üretimi hem Kazak halk ezgilerini hem de Türk dizilerinin unutulmaz melodilerini çello ile yeniden yorumladığı eserlerle şekilleniyor. 2024 yılında yayınladığı “Soul Therapy” albümünde “Aşk-ı Memnu”, “Kara Sevda”, “Yalı Çapkını” ve “Muhteşem Yüzyıl” gibi dizilerin müziklerini yorumladı. Albümde ayrıca Ayla Dikmen’in “Anlamazdın” ve Özdemir Erdoğan’ın “Bana Ellerini Ver” gibi klasikleşmiş eserlerine de yer verdi. Bu albüm, YouTube’da 10 milyona yakın izlenmeye ulaşarak dijital platformlarda büyük başarı elde etti.
 
 
2025’te yayımladığı “Soul of Nature” adlı EP’de ise Kazak halk müziğine odaklandı. “Yapurai”, “Qarlygash”, “Zhelsiz tünde zharyq Ai”, “Qusni-Qorlan” ve “Kozimnin qarasy” gibi ezgileri yorumladığı bu çalışma, sanatçının köklerine olan bağlılığını ve kültürel mirasını müziğe nasıl taşıdığını gösteriyor. Aynı yıl içinde “Elim-ai” ve “Beloved Moon” adlı iki tekli daha yayımlayan Oktyabr, önceki yıllarda “Balqadisha” ve “Yapurai” gibi parçalarla da dijital dünyada ses getirmişti.
 
2021’deki ilk solo konserinden bu yana, 26 ülkeyi kapsayan dünya turnesi gerçekleştiren ve 2023 yılında Instagram’da en çok takip edilen genç çellistlerden biri olan Oktyabr, Türkiye’deki konserleriyle de büyük ilgi gördü ve klasik müziği genç kuşaklara sevdirmeyi başardı.
 
Bagjan Oktyabr, “Ruh Terapisi” konser serisiyle tanınsa da müzik kariyerinin ötesinde birçok farklı projeye ve yaratıcı çalışmaya imza atıyor, müziğini yalnızca sahnede değil doğanın en etkileyici köşelerinde de icra ediyor. Almatı’daki May göletleri, Kok-Tobe tepesi, Chimbulak kayak merkezi, Charyn kanyonu ve Semey’deki ünlü asma köprü gibi doğal alanlarda çektiği çello performans videoları sosyal medyada viral oldu. Bu videolar, onun müziği doğayla bütünleştiren özgün yaklaşımını yansıtıyor. Türk dizilerinin müziklerini çello ile yeniden yorumlayarak büyük bir hayran kitlesi kazandı ancak oda orkestraları, soloistler ve farklı müzik topluluklarıyla iş birlikleri yaparak sahne performanslarını zenginleştiriyor. 2025 yılı boyunca 26 ülkeyi kapsayan bir dünya turnesi gerçekleştirdi. Bu turne kapsamında Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu’da konserler verdi. Türkiye ise bu turnenin en özel duraklarından biri olarak öne çıkıyor.
 
‘Efsane Konuk’ Gökhan Kırdar 
 
Türk müziğinin en özgün ve yenilikçi isimlerinden biri olarak 1990’lardan bu yana hem popüler hem de deneysel alanlarda üretim yapan bir sanatçı olan Gökhan Kırdar, ‘90’ların başında “Yerine Sevemem” adlı hit şarkısıyla tanındı. 1994’te “Serseri Mayın”, 1995’te “Tutunamadım” albümleriyle büyük başarı kazanan Kırdar’ın 1997’de yayınladığı “Trip” albümü, Türkiye’de trip hop tarzında çıkan ilk albüm oldu.
 
 
Zamanla trip hop, elektronik ve ambient türlerinde öncü işler ortaya koyarak müzikte sınırları zorlayan ve film - dizi müzikleriyle geniş kitlelere ulaşan sanatçı, özellikle “Kurtlar Vadisi,” “Haziran Gecesi” ve “Yabancı Damat” gibi yapımların unutulmaz müziklerine imza attı. 2000’li yıllarda kurduğu Loopus Müzik ile bağımsız projelere imza atan Kırdar, 2020’de “Dem i Oz” albümünü yayınladı. Türkiye Musiki Eser Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) bünyesinde bir dönem Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Kırdar, bu görevinden ağustos ayında istifa etti.
 
Gökhan Kırdar bu yıl, “Aşkla Düşle” adlı konsept projelerle 30. sanat yılını kutluyor. Bu projeler; müzik, video, kitap ve NFT koleksiyonları içeriyor. “Atatürkümüz 2025” adlı yüksek frekanslı meditatif film ve müzik projesiyle de dikkat çeken sanatçı, müziği bir yaşam felsefesi olarak görüyor ve dijital sanat, avatar karakterler gibi yenilikçi alanlara yöneliyor.
 
“Soul Therapy - Ruh Terapisi” 
 
Bagjan Oktyabr, dünya çapında gerçekleştirdiği “Soul Therapy - Ruh Terapisi” adlı konser turnesi kapsamında Türkiye’ye geldiğinde, Türk müziğinin önemli isimlerinden Gökhan Kırdar’ı projeye ‘efsane konuk’ olarak davet etti. Bu davet, hem Kırdar’ın Türk dizi müzikleriyle olan güçlü geçmişi hem de Bagjan’ın bu müziklere olan ilgisi sayesinde gerçekleşti. Proje hem Gökhan Kırdar’ın 30. sanat yılına özel bir anlam taşıyor hem de yeni sesler arayanlar için eşsiz bir fırsat sunuyor.
Oktyabr’ın “Ruh Terapisi”si yalnızca müzikal bir etkinlik değil aynı zamanda duygusal, kültürel ve ruhsal bir deneyim olarak tasarlanmış özel bir sahne projesi. Sanatçı konservserisini, çellonun derin ve duygusal sesini bir tür iyileştirici araç olarak konumlandırarak tasarlamış. Konseptin çıkış noktası, sanatçının müziğe olan yaklaşımında yatıyor: “Müzik sadece duyulmaz, hissedilir. Ruhun en kırılgan yerlerine dokunur.” diyen Oktyabr, bu konserleri bir terapi seansı gibi kurguluyor.
 
 
Konserlerde bir oda orkestrası eşliğinde sahne alan Oktyabr, repertuvarını farklı kültürlerden ve dönemlerden seçilmiş eserlerle oluşturuyor. Programda; ünlü Türk dizilerinin müzikleri, Türk filmlerinden klasikleşmiş melodiler, Türk halk ezgileri, romantik baladlar, Kazak halk müziği örnekleri ve dünya klasiklerinden seçmeler yer alıyor. Parçalar Kazakça, Türkçe, Rusça ve İngilizce gibi farklı dillerde icra ediliyor. 
 
Konserlerin dikkat çeken unsurlarından biri de sanatçının sahnede nota sehpası kullanmadan, ezbere ve duygusal yoğunlukla çalması. İzleyiciler, çellosuyla kurduğu bağı “çello onun bir uzvu gibi” diyerek tanımlıyorlar ayrıca performansı sırasında bazı bölümlerde izleyicileri sahneye davet edilerek dans ediyor ve konseri interaktif bir deneyime dönüştürüyor. Bazı bölümlerde ise sessizlik içinde müziğin ruhsal etkisi hissediliyor. Bu çeşitlilik, konserin “terapi” yönünü güçlendiriyor.
Bagzhan Oktyabr bu konser serisini pandemi sonrası dönemde, insanların ruhsal olarak yıprandığı bir evrede tasarlamış. Kendi deyimiyle, “Dünyanın en güzel köşelerinde çello çalarken fark ettim ki, insanlar müziği sadece eğlenmek için değil, iyileşmek için de dinliyor.” Bu farkındalık, “Soul Therapy - Ruh Terapisi”nin temelini oluşturmuş.