Punk efsanesi geri dönüyor
The Offspring, 10 Temmuz 2026’da İstanbul’da sahneye almaya hazırlanıyor.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
4 Eylül 2005’te İstanbul’daki Hezarfen Havaalanı’nda bir konser veren The Offspring, 10 Temmuz 2026’da Life Park’ta, 20 yıl aradan sonra Türkiye sahnesine dönüyor. %100 Müzik organizasyonuyla gerçekleşecek konser, ‘90’lar ve 2000’ler kuşağının kolektif hafızasının canlı bir geri dönüşü. MTV’nin altın çağında yankılanan marşlar, Crazy Taxi’nin sokaklarında hızın sesi, Tony Hawk’ın rampalarında özgürlüğün ritmi olan şarkılar, bu kez İstanbul’un açık hava atmosferinde yeniden hayat bulacak.
“Manic Subsidal”
Southern California’nın banliyölerinden doğan bir grup, 1984’te kurulduğunda kimse onun punk rock tarihini yeniden yazacağını tahmin etmiyordu. The Offspring; Garden Grove, California’da Bryan “Dexter” Holland ve Greg “Greg K.” Kriesel tarafından “Manic Subsidal” adıyla kuruldu. Erken dönemlerinde James Lilja (davul) ve kısa süre sonra aralarına katılan Kevin ‘Noodles’ Wasserman ile güçlendikten sonra, 1986’da “The Offspring” ismini benimsediler. Holland (vokal, ritim gitar), Noodles (lead gitar), 2019’da resmi üyelik kazanan Todd Morse (bas gitar), 2023’te aralarına eklenen çok-yönlü müzisyen Jonah Nimoy ve aynı yıl katılan davulcu Brandon Pertzborn’dan oluşan mevcut kadro, grubun orijinal vizyonunu güncel dinamizmle birlikte taşıyor.
“The Offspring”
The Offspring, ilk kurulduğunda “Manic Subsidal” adını taşıyordu ve bu isim, grubun erken dönem yeraltı punk kimliğini yansıtıyordu; ancak 1986’da daha geniş bir sahne vizyonu için “The Offspring” adını benimsediler. Yeni isim hem daha akılda kalıcı hem de grup üyelerinin gençlik enerjisini ve ‘nesil değişimi’ fikrini daha iyi ifade ediyordu. Punk kültüründe “offspring” kelimesi, bir sonraki kuşağı, yeni bir başlangıcı simgeliyor; bu da grubun müzikal duruşuyla örtüşüyordu.
Müzikal yükseliş
Diskografileri 1989 tarihli “The Offspring” albümüyle başladı, ardından “Ignition” (1992) geldi. Ancak grubun asıl hikâyesi, bağımsız müziğin kaderini değiştiren üçüncü albümle başladı. 1994’te yayımlanan “Smash”, 11 milyonun üzerinde satış yaparak hâlâ tarihin en çok satan bağımsız rock albümü olma unvanını taşıyor. Albüm, punk’ın ham enerjisini ana akımın kapılarına taşıdı ve The Offspring’i küresel bir fenomene dönüştürdü.
“Ixnay on the Hombre” (1997)ni ardından gelen “Americana” (1998), “Pretty Fly (For a White Guy)” ve “The Kids Aren’t Alright” gibi şarkılarla bir kuşağın marşlarını yazdı.
“Conspiracy of One” (2000), “Splinter” (2003), “Rise and Fall, Rage and Grace” (2008), “Days Go By” (2012), “Let the Bad Times Roll” (2021) ve en yeni “Supercharged” (2024) albümleriyle toplam 11 stüdyo albümü, 5 EP, 6 derleme albüm, çok sayıda single ve video albüm yayınlayarak hem bağımsız dönemi hem de büyük plak şirketleriyle başarılarını pekiştiren Bugün, 40 yıllık asi ruh hâlâ canlı; 2024 çıkışlı “Supercharged”, grubun hız kesmeyen enerjisinin kanıtı. Dexter Holland’ın moleküler biyoloji doktorasından pilot lisansına uzanan sıra dışı hayatı, sahnedeki çılgınlığın ardında keskin bir zekânın olduğunu hatırlatıyor.
Müzikal başarılarıyla birlikte ödül vitrinleri de dolu: Billboard, California ve Kerrang! Müzik Ödülleri'nde birer kez kazanırken, MTV Europe Music Awards’tan ‘En İyi Rock’ ödülünü 1999’da aldı. OC Music Awards’ta 9 ödülle dikkat çekerken, Billboard ve MTV Video Music Awards gibi platformlarda toplamda 29 kez aday gösterildi ve 16’sını kazandı. Grammy adaylıkları bünyesinde yer almasa da video ve albüm platformlarında kazandıkları övgü, sahadaki etkilerini perçinliyor.
Albümlerden video oyunlarına
The Offspring’in etkisi yalnızca müzikle sınırlı kalmadı; video oyunlarından pop kültürüne kadar geniş bir alanda iz bıraktı. Şarkıları, oyun kültürünün damarlarına işledi, gençlik enerjisini küresel bir dile dönüştürdü.
1999’da Sega tarafından geliştirilen arcade video oyunu “Crazy Taxi”de oyuncular, şehir içinde taksi sürerek yolcuları en hızlı şekilde hedeflerine ulaştırmaya çalışıyordu. Oyunun temposu ve kaotik enerjisi, The Offspring’in şarkılarıyla bütünleşmişti; özellikle “All I Want”, “Way Down the Line” ve “Change the World” gibi parçalar oyunun soundtrack’inde yer aldı. Devam oyunlarında ise “Americana”, “Walla Walla”, “Come Out Swinging” ve “One Fine Day” kullanıldı, Bu yüzden oyun kültüründe Offspring’in müziği hız ve adrenalinle özdeşleşti.
Efsanevi profesyonel kaykaycı Tony Hawk’ın adını taşıyan “Tony Hawk’s Pro Skater” oyun serisi ise 1999’dan itibaren kaykay kültürünü küresel bir fenomen haline getirdi. Bu oyunlarda da punk ve alternatif rock parçaları öne çıkıyordu; “Tony Hawk’s Pro Skater 4”te “Blackball” parçası yer aldı. Offspring’in müziği, özgürlük ve isyan duygusunu rampalarda hissettiren bir ritim olarak hafızalara kazındı.
“Guitar Hero: Warriors of Rock” oyununda “Self Esteem” yer alırken; “Rock Band” serisinde “Hammerhead”, “Come Out and Play”, “Pretty Fly (For a White Guy)” ve “All I Want” gibi şarkılar koleksiyona dahil oldu. “Rocksmith” oyunları için “Come Out and Play”, “Pretty Fly (For a White Guy)”, “The Kids Aren’t Alright” gibi birçok şarkı DLC olarak eklendi. Ayrıca, “Come Out and Play” ve “Self Esteem” 2021’de çıkan VR oyunu “Synth Riders”da yer aldı.
Bu çeşitlilik, The Offspring’in punk enerjisinin oyun dünyasındaki yankısını genişletip farklı kuşaklara ulaşmasını sağladı
10 Temmuz’da İstanbul Life Park’tayız
Bu enerji, 10 Temmuz 2026’da İstanbul Life Park’ta gerçek bir sahne anına dönüşecek. Kapılar 17.00’de açılacak, 19.00’da açıklanacak konuk grup sahneye çıkacak ve 21.00’de The Offspring fırtınası başlayacak. “Self Esteem”, “Come Out and Play”, “The Kids Aren’t Alright”, “Pretty Fly (For a White Guy)” gibi marşların hep bir ağızdan söyleneceği bu gece, İstanbul’un müzik takviminde unutulmaz bir iz bırakacak. Etkinlik için Genel Alan, Sahne Önü ve VIP bilet seçenekleri sunuluyor; biletler biletinial.com’da satışta.
Klasik punk çizgisiyle yenilikçi melodik dokunuşları harmanlayan Offspring, İstanbul’da hem nostalji hem tazelenme vadediyor. Türkiye’deki bir kuşağın gençliğini yeniden sahneye taşıyan bu konser, yaşanmış zamanın taze bir yansıması olarak hafızalarda yer edecek. Bu buluşmada, punk’ın asi ruhundan doğan bir coşkunun her nota, her mısra ile yeniden doğuşuna tanıklık edeceğiz.


