Kimi sanatçılar vardır, sahneye çıktıklarında yalnızca şarkı söylemezler; bir hikâye anlatırlar, bir atmosfer kurarlar, izleyiciyi kendi iç dünyalarına davet ederler. Kris Kolls, işte tam da bu nadir sanatçılardan biri. 

 

11 Kasım gecesi saat 21.00’de Touché by N Kolay’da gerçekleşecek performansıyla disiplinler arası bir anlatının, bedenin, sesin ve görsel şiirin iç içe geçtiği bir deneyim sunmaya hazırlanan Kris Kolls’un müzikal yolculuğu, sıradan bir kariyer çizgisinden çok içsel bir çağrının izini süren bir sanatçının dönüşüm hikâyesi. 

 

Yekaterinburg’da dört yaşında sahneye adım atan Kolls, çocuk yaşta kazandığı vokal yarışmalarıyla dikkat çekti. Klasik piyano eğitimiyle temelleri atılan bu yolculuk, onu Moskova’daki prestijli Gerasimov Sinematografi Enstitüsü’ne (VGIK) taşıdı. Burada oyunculuk ve yönetmenlik eğitimi alırken, aynı zamanda Rusya’nın ilk kabare tiyatrolarından birinde sahne aldı, kendi performans topluluğunu kurdu ve ulusal televizyon yarışmalarında boy gösterdi. Bu çok yönlü sanat eğitimi, müziğine sesin yanı sıra sahne dili, görsel anlatı ve dramatik derinlik de kattı.

 

 

Kris Kolls’un müziği, klasik altyapının üzerine inşa edilmiş ama sınır tanımayan bir evrenin kapılarını aralıyor. ‘Noble Pop’ olarak adlandırdığı tarzı; minimal, duygusal ve içten bir anlatım diliyle şekilleniyor. Britney Spears, Michael Jackson, Justin Timberlake gibi erken dönem pop ikonlarından ilham alan Kolls, bu etkileri modern elektronik dokularla harmanlayarak kendine özgü bir ses evreni yaratıyor. Müziği, bir yandan dans ettirirken diğer yandan içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Her şarkısı, bir duygunun, bir düşüncenin ya da bir gecenin yankısı gibi; sade ama yoğun, kırılgan ama güçlü.

 

 

2024’te yayımladığı ilk teklisi “& Again” ile dijital platformlarda dikkat çeken sanatçı, 2025 boyunca “Feel It”, “Karma”, “HORIZON”, “The Joy” ve “I Think” gibi parçalarla üretkenliğini sürdürdü. Özellikle “You Know” adlı teklisi, duygusal yoğunluğunu ve sahne üzerindeki fiziksel anlatım gücünü bir araya getiren bir dönüm noktası oldu. Kolls, bu parçayı ‘bir nabzın içine gizlenmiş aşk mektubu’ olarak tanımlıyor. Şarkılarında yalnızca sözler değil, sesin kendisiyle anlatılan bir hikâye var. Bu yönüyle müziği, sadece işitsel değil, bedensel ve duygusal bir deneyime dönüşüyor.

 

İstanbul’a yerleşmesiyle birlikte, kültürel kimliğini bir etiket olarak değil, bir arka plan olarak taşıyan Kolls, müziğini herhangi bir coğrafyaya ya da geleneğe sabitlemektense, evrensel bir iç dünya üzerinden kuruyor. ‘Müziğim, geldiğim yerle değil, içimdekiyle ilgili,’ diyor. Bu yaklaşım üretimlerini klişelerden uzak, özgür ve sezgisel kılıyor. Her şarkısını kendisi yazıyor, besteliyor ve üretiyor. Bu yaratıcı özerklik, sahne performanslarına da yansıyor. Dans, tiyatro, ışık ve kostüm tasarımıyla bütünleşen gösterileri, klasik konser formatının çok ötesine geçiyor.

 

 

 

Kris Kolls’un müzikal geçmişi, yalnızca başarılarla değil, aynı zamanda cesaretle örülmüş bir yolculuk. Kendi sesini bulmak için çıktığı bu yolda hem geçmişin disiplininden hem de bugünün dijital özgürlüklerinden besleniyor. 

 

Ve şimdi 11 Kasım gecesi, İstanbul’un en seçkin caz ve performans mekânlarından biri olan Touché by N Kolay, Kris Kolls’un ev sahipliğinde bambaşka bir atmosfere bürünecek. Saat 19.30’da kapılarını açacak olan mekân, 21.00 itibarıyla Kolls’un sahneye adım atmasıyla birlikte, izleyicilerini duyguların, sesin ve bedenin iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkaracak.