Şenceylik, Hava Kararınca’da
Alternatif müziğin içten ve özgür ruhlu sesi Şenceylik, 26 Kasım akşamı Müze Gazhane’nin sevilen ücretsiz konser serisi Hava Kararınca’da dinleyicisiyle buluşuyor.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
İstanbul’un kültür damarlarından Müze Gazhane, bu hafta sahnesini bir Boğaziçi geleneğinin müzikal yankısına açıyor: Şenceylik. Sahne adını, üniversite yıllarında Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü’nde olduğu dönemde edinen Eda Sena Şenceylan, müziğe çocuklukta org tuşlarına dokunarak başladı. O günlerden bugüne uzanan yol, bir haber bülteninde “çok karışık” diye tanımladığı bestesinden, bugün milyonlarca dinlenmeye ulaşan şarkılara kadar uzanıyor. Şenceylik, müziğinde insanın kırılgan yanlarını anlatıyor; bu yüzden dinleyicisiyle kurduğu bağ, sadece melodilerden değil, hikâyelerden besleniyor.
2013’ten itibaren kendi şarkılarını yazmaya başlayan sanatçı, 2017’de Arel Koray Nalbant prodüktörlüğünde hazırlanan ilk EP’si “Çok Karışık” ile dijital platformlarda yerini aldı. Ardından gelen “Eski Kayıtlar” (2018), geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir köprü oldu. 2019’da Avrupa Müzik etiketiyle çıkan “Islık”, Canozan ile yaptığı “Seni Gördüm Rüyamda” düeti ve 2020’deki “Kırıldı Vazo”, Şenceylik’in müzikteki yerini sağlamlaştırdı. 2024’te yayınlanan “Eteğimdeki Taşlar” albümü, akustik dokunuşlarla bezeli şarkılarıyla dikkat çekti. Bu albümdeki “Afralar Tafralar”, “Ela Bela” ve “Hayret” gibi parçalar, sanatçının hikâye anlatıcılığını ön plana çıkarıyor. Son dönemde ise “Salıncak” ve “Figüran” gibi tekliler dikkat çekiyor. Ayrıca “Oyuncak”, “Ela Bela” ve “Çok Eski Şarkı” gibi parçalar, onun alternatif müzik sahnesindeki güçlü yerini pekiştiriyor.
Müzikte Eşitlik Fonu
Şenceylik, yakın zamanda Kreşendo’nun Converse desteğiyle yürüttüğü Müzikte Eşitlik Fonu kapsamında destek almaya hak kazandı.
Kreşendo, Türkiye’de müzik ekosisteminde eşitlik, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik odaklı projeler geliştiren bir platform olarak biliniyor; sanatçılara fon, eğitim ve görünürlük desteği sağlıyor. Özellikle bağımsız müzisyenler için yaratıcı üretimi destekleyen girişimleriyle öne çıkıyor.
Türkiye’de müzik endüstrisinde kapsayıcılık ve eşitlik için atılan en önemli adımlardan biri ise Kreşendo’nun yürüttüğü Müzikte Eşitlik Projesi. Bu girişim, iki farklı ama birbirini tamamlayan destek mekanizmasıyla güç kazanıyor: UNESCO ve Converse. Projenin ilk ayağı, UNESCO’nun Kültürel Çeşitlilik Uluslararası Fonu desteğiyle hayata geçirildi. Bu fon, Türkiye’de müzik sektörünün yapısal sorunlarını analiz eden kapsamlı bir raporun hazırlanmasını, saha çalışmaları ve politika önerileri geliştirilmesini finanse ediyor. Amaç, müzik ekosisteminde eşitlikçi ve sürdürülebilir bir dönüşüm için veri üretmek ve kültür politikalarına yön vermek. İkinci katman ise sahneye odaklanıyor. Araştırma ve politika geliştirme süreci devam ederken, sanatçıların yaratıcı projelerini hayata geçirecek ayrı bir kaynak gerekiyordu. Bu noktada devreye Converse girdi. Markanın kültürel çeşitlilik ve genç sanatçıları destekleme vizyonu doğrultusunda oluşturulan Müzikte Eşitlik Fonu, doğrudan sanatçıların üretimlerini destekliyor. Bu iki katmanlı yapı, müzikte eşitlik söylemini somut eyleme dönüştürüyor: Bir yanda politika ve araştırma, diğer yanda sahne ve yaratıcılık. UNESCO’nun yapısal dönüşüm hedefi ile Converse’in yaratıcı sahne desteği birleşerek, Türkiye’de müzik ekosisteminde hem kültürel hem sanatsal bir değişim başlatıyor.
Müzikte Eşitlik Fonu, Türkiye’de bağımsız müzik sahnesi için kritik bir adım. Geleneksel müzik endüstrisinin uzun süredir eleştirilen cinsiyet eşitsizliği ve temsil sorunlarına karşı, bu tür fonlar hem ekonomik hem de kültürel bir dönüşüm yaratıyor. Sanatçılar için finansal destek, yaratıcı riskler almayı kolaylaştırırken; dinleyici için daha çeşitli seslerin duyulmasını sağlıyor. Bu, yalnızca bireysel kariyerleri değil, müzik ekosisteminin tamamını etkileyen bir hareket. Fonun varlığı, müzikte eşitlik söylemini somut bir eyleme dönüştürerek, gelecekte daha kapsayıcı festivaller, sahneler ve iş birliklerinin önünü açıyor.
“Kendini Arayan Şarkılar”
Şenceylik’in “Kendini Arayan Şarkılar” başlıklı üçlemesi, bu fon sayesinde dinleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Fon, yalnızca bir konseri mümkün kılmakla kalmıyor; sanatçının hikâyesini daha geniş bir kitleye taşıyor.
30 Haziran-14 Temmuz tarihleri arasında alınan 280 başvuru arasından seçilen, müzik sektöründe aktif çalışan yedi profesyonelin yürüttükleri ya da başlamak üzere oldukları projelerine maddi destek sağlayan fon kapsamında 280 başvuru arasından seçilen yedi projeden biri olan Şenceylik’in projesi, canlı performanslar üzerinden bir kadının kırılganlıktan güçlenmeye uzanan dönüşüm hikâyesini anlatan bir üçleme olarak tasarlandı.
Hava Kararınca
26 Kasım Çarşamba akşamı, Müze Gazhane’nin H-Gölgelik alanında gerçekleşecek konser, ücretsiz ve kayıt gerektirmiyor. Bu, Şenceylik’in müziğini keşfetmek için eşsiz bir fırsat. Belki “Salıncak”ta çocukluğun masumiyetine dönecek, belki “Kırıldı Vazo”da kırılganlığın gücünü hissedeceksiniz. Ama kesin olan bir şey var: Bu gece, bir sesin hikâyesine tanıklık edeceksiniz.


