Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Sepultura İstanbul’u salladı

Sepultura İstanbul’u salladı

Sepultura İstanbul’u salladı02 Ağustos 2025 - 06:08
Küçükçiftlik Park'ta gerçekleştirilen 'Dark Sun Metal Festival'in ilk gününde dünyanın en önemli metal gruplarından Sepultura hayranlarıyla buluştu.
Yazı ve Fotoğraflar: Suzan Somalı Sônmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
Dün, 1 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul'da unutulmaz bir müzik gecesi yaşandı.
 
Piu Entertainment, +1 ve Uru işbirliğiyle Küçükçiftlik Park'ta gerçekleştirilen 'Dark Sun Metal Festival'in ilk gününde sahneye önce Helâk, ardından Radical Noise çıktı. Gecenin finalini ise dünyanın en önemli metal gruplarından Sepultura yaptı.
 
Sahnede 40. yılını bitiren ve artık tüm dünyada veda konserleri veren Sepultura'nın Türk hayranlarına yani Türkiye'deki Sepulnation'a da vedasıydı bu konser. Merak edenler için; Milliyet Sanat dergimizin Ağustos sayısında efsanevi grubun solisti "Trash God" Derrick Green'in Defne Akman'la samimi bir söyleşisi var. E dergimizde de yer vermişiz, bu konsere gitmemek olmazdı. Neredeyse 20 sene aradan sonra ilk rock konserim bu. Konserleri erteleyip duruyorum fakat bir yerden de başlamak lâzım. Sepultura, çok iyi bir başlangıç oldu doğrusu.
 
 
Konser alanı
 
Önce, konser alanı Küçükçiftlik Park'tan bahsedeyim biraz. Küçükçiftlik'in lokasyon olarak hayatımda çok önemli bir yeri var aslında. Daha ilkokula bile başlamamışken burada koşturuyordum. O zamanlar bir İtalyan panayırı yerleşmişti bu alana. 10 seneden fazla da burada hem gösteri yaptılar hem tüm ekip yaşadılar. Rahmetli annemin en yakın arkadaşlarından birinin eşi de bu panayırda o zaman 'dönen arabalar' diye tabir ettiğimiz bir çeşit çocuk boy spor arabalardan oluşan dönme dolapta çalışıyordu. Aile, bir karavanda yaşıyordu, 70'li yıllar Türkiye’sindeki bir çocuk için ne muazzam şey! Senelerce haftanın hemen her günü annem ve arkadaş grubu o karavanda sohbette, biz çocuklar dönme dolapta. Biraz büyüyünce salıncaklar, çarpışan arabalar hatta korku tüneli de girdi hayatımıza ve tabii panayır ekibiyle de içli dışlı olduk. Unutulmaz hatıralar anlayacağınız.
 
Küçükçiftlik, son derece güzel organize edilmiş bir konser alanı. İlk defa son derece güler yüzlü ve sempatik bulduğum kızlı erkekli yeni nesil güvenlikten sonra alana girdim ve çok güzel organize edilmiş bir yapılanma gördüm. İçecek barları, yiyecek standları, merch dükkanı ve benim gibi uzun süre ayakta duramayanlar için oturma alanları mevcut. Bu açıdan çok memnun kaldığımı sôylemeliyim. Fiyatlar, bir konser atmosferi için son derece makul. Cep telefonunuza indirdiğiniz bir uygulama yardımıyla her türlü imkândan faydalanabiliyorsunuz.
 
'Sepulnation'
 
Konser çok kalabalık değildi belki ama grubun sadık takipçilerinden olusan 'Sepulnation' coşkusu ve enerjisini hissetirecek kadar izleyici vardı. Saat tam 22.00'de sahne alan Sepultura, konserine 1989 tarihli aynı adlı albümünden "Beneath The Remains"in introsuyla başladı. Sepultura'nın uluslararası alanda tanınmasını sağlayan ve thrash metal sahnesinde önemli bir yer edinmesine katkıda bulunan albümden gelen ikinci parça "Inner Self" ise aynı zamanda grubun ilk video klip çektiği parçaydı. Üçüncü parça, "Desperate Cry", 1991 tarihli ve grubun Billboard listelerine giren ilk albümü "Arise"dandı.
 
 
İlk üç parçanın ardından solist Derrick Green, "Merhaba İstanbul..." sözleriyle gönlümüzü fethetti ve burada bulunmaktan ne kadar mutlu olduklarını ifade etti. "Machine Messiah" (2017) albümünden "Phantom Self", "Roots" (1996) albümünden "Attitude", "Quadra" 1996) albümünden "Means To An End", 2011'de Nuclear Blast Records etiketiyle çıkardığı ilk albümle aynı adı taşıyan "Kairos", "Chaos A.D." (1993) albümünden "Propaganda" ve "The Mediator Between Head and Hands Must Be The Heart" (2013) albümünden "The Treatment" la karışık bir setlist sunan grup, Green'in "Size söylemek istediğim daha çok şarkı var" sözlerinin ardından daha geçmişe dönük parçalarını çalmaya başladı.
 
 
"Against" (1998) albümünden "Choke" -ki  bu şarkı, Derrick Green'in vokalist olarak yer aldığı ilk Sepultura single'ıydı-, "Schizophrenia" (1987)'dan "Escape To The Void", "Chaos A.D." (1993)'den grubun Brezilya yerli müziklerine olan ilgisini yansıtan enstrümantal parça "Kayowas" (Percussion Jam),  yine "Arise" (1991)'dan ve grubun thrash döneminin en ikonik parçalarından "Dead Embryonic Cells",  "Third World Posse" (1992) EP'inde yer alan ve 2015'te hayata veda eden Lemmy Kilmister'ın takdirini kazanmış Mötörhead coverı "Orgasmatron", 1986 tarihli "Morbid Visions" albümünde yer alan ve grubun ilk dönem death/thrash metal köklerinden klasikleşmiş bir parça olan "Troops of Doom"la sona eren bu bölümdeki tek istisna 2020 tarihli "Quadra albümünde yer alan ve Derrick Green vokalli son dönem Sepultura’nın derinlikli parçalarından "Agony of Defeat" idi.
 
Ozzy'e ithaf
 
Derrick Green'in Mötörhead coverı "Orgasmatron"u 22 Temmuz'da kaybettiğimiz, Black Sabbath grubunun kurucusu olarak ve solo kariyeriyle heavy metal’in efsaneleri arasında yer alan "The Prince of Darkness" (Karanlığın Prensi) lakaplı müzisyen Ozzy Osbourne’a ithaf etmesi duygu dolu anlar yaşanmasına sebep oldu.
 
Konser bu parçalarla sona erdi ama tabii grup, 'Sepulnation'ın ısrarıyla iki kez bis yaptı. İlk bis'te sırasıyla; 1993 tarihli "Chaos A.D." albümünden politik sözleriyle öne çıkan "Territory", albümün açılış şarkısı ve en bilinen protest eserlerinden ayrıca bizim de son günlerdeki ruh halimize çok uyan "Refuse/Resist" ve uluslararası çıkışını perçinleyen "Arise" (1991) albümüyle aynı adlı parçayı seslendiren Sepultura, ikinci bis'te ise Brezilya yerlisi Xavante kabilesiyle yaptığı etnik iş birlikleriyle, tribal metalin öncüsü kabul edilen 1996 tarihli "Roots"  albümünden "Ratamahatta"yı seslendirdi. 2 saate yakın, olağanüstü performe edilmiş 20 şarkıyla süren bu harika konser, arka fonda yer alan "Çok teşekkür ederim İstanbul" sözleriyle sona erdi. Arka fon imajları, sahne performansı ve ses düzeniyle her şey mükemmeldi.
 
 
Konserin enteresan tarafı
 
Bu harika gecede enteresan bir izleyici kitlesi olduğunu da söylemeliyim: Sahne önünde 'mosh pit'ler ve 'pogo'lar hatta 'row' bile yapan babalar, anneler ve ebeveynlerine konserde eşlikçi olan Z Kuşağı! Benim de 22 yaşındaki oğlumla birlikte geldiğim konserde, bir ara yorulup oturduğumda karşımdaki iki gence neden konsere dahil olmadıklarını sorduğumda aldığım cevap: "Biz pek dinlemiyoruz bu grubu aslında. Babamız hayranı, onunla geldik. Ayrıca zaten çok yorgunuz!" 
Yorum sizin...
 
Konserin negatif tarafı
 
Her şey güzeldi, iyiydi ancak bir tek olumsuz taraf vardı ki organizasyonla en ufak bir ilgisi yok ancak yaşanıyor, o yüzden bahsetmeden edemeyeceğim.
 
Konu, ülkemizde artık kronikleşmiş bir sorun olan vasıta sorunu: Düşünün ki, saat 11.40 gibi Küçükçiftlik'ten çıkıyorsunuz. Sabaha kadar ne şanslıyız ki metro var diye düşünüyorsunuz ancak çok yanılıyorsunuz çünkü metroya gidecek bir vasıta bulamıyorsunuz! Kapı önündeki taksiler, Kadıköy yakasına gitmenin peşinde olduklarından yüzünüze bakmıyorlar. Yoldan geçen hiçbir taksi durmuyor. Dolmabahçe'ye kadar yürüyorsunuz. Garip bir şekilde dolu taksilerin ışığı yeşil, boş taksilerin ışığı kırmızı yanıyor istisnasız. 2 saat boyunca hiçbir taksi sizi almıyor. Çoğu aplikasyonlar üzerinden çalışıyor. Onları da deniyor ve sonuç alamıyorsunuz. En sonunda biri insafa geliyor, alt tarafı Taksim'e gideceksiniz bu arada. Sonuç olarak; iki saatlik bir konser bitiminden 3 buçuk saat sonra sabaha karşı sinir, stres içerisinde evinize varabiliyorsunuz. Bu akıl almaz durumu yaşayan onlarca insan vardı ne yazık ki!
 
Değişen kadrosuyla Sepultura
 
Sepultura, 1984 yılında Belo Horizonte, Brezilya'da kuruldu. Grup zaman içinde ciddi kadro değişiklikleri yaşadı. Kurucu kadro; vokal ve ritim gitarda Max Cavalera, davulda kardeşi Igor Cavalera, basta Paulo Jr. ve solo gitarda Jairo Guedz'den oluşuyordu. Gitarist Jairo Guedz 1985’te gruptan ayrıldı. Yerine güncel kadroda da yer alan Andreas Kisser geldi. Vokalist ve gitarist Max Cavalera,  1996’da menajer (aynı zamanda eşi) Gloria Cavalera’nın kovulması sonrası grupla bağlarını kopardı. Davulcu Igor Cavalera, 10 sene boyunca devam etti ancak 2006’da kardeşi Max’le yeniden çalışmak isteyerek ayrıldı. Grup dağılmadı, ancak tüm kurucu kardeşler ayrılmış oldu.Gitarist Andreas Kisser, 1987'de Jairo’nun yerini aldı ve grubun müzikal yönünü büyük ölçüde etkiledi. Solist Derrick Green, 1998'de Max’in yerine geldi ve ilk albümü "Against" oldu. Davulcu Igor Cavalera, 2006 yılında Sepultura'dan ayrıldıktan sonra grubun davulculuğunu Jean Dolabella devraldı. 2011’de Dolabella'nın ayrılmasının ardından Eloy Casagrande kadroya katıldı ve 2024 yılına kadar grubun davulcusu oldu.
 
Ancak Eloy Casagrande de 2024’te gruptan ayrıldı ve onun yerini Greyson Nekrutman aldı. Kısacası grubun güncel kadrosu bugün Bas'ta Paulo Xisto Pinto Jr. (1984-günümüz), gitarda Andreas Kisser (1987–günümüz), lead vokalde Derrick Green (1998–günümüz) ve davulda Greyson Nekrutman (2024–günümüz)'dan oluşuyor.
 
Sepultura'nın güncel kadrosunda, orijinal 1980'ler kadrosundan sadece basçı Paulo Jr. var. Ancak, kurucu üyelerden olsa da Paulo Jr. 1980'lerin ilk kayıtlarında enstrüman çalmadığı, yalnızca isim olarak grupta yer aldığı için, enteresandır bazı kaynaklarda 'orijinal' olarak değerlendirilmiyor ama tabii bu sadece teknik bir konu. Grubun diğer kurucuları Max ve Igor Cavalera kardeşler ise halen 'Cavalera Conspiracy'' adıyla klasik Sepultura albümlerini yeniden yorumlayarak kariyerlerini sürdürüyorlar.
 
 
Greyson Nekrutman (Davul)
 
Grup üyelerinden bahsetmişken davulcu Greyson Nekrutman'dan ayrıca bahsetmemek olmaz.
 
Sepultura konserine, hâlâ çok güçlü vokali ve bitmeyen enerjisiyle Derrick Green damgasını vurmuş olsa da genç davulcu Nekrutman'da sololarıyla iz bıraktı kuşkusuz.
 
2002 doğumlu Greyson Nekrutman, aslında bir caz davulcusu. ABD'de, 'Ulusal En İyi Performans Gösteren Lise Jazz Müzisyeni' seçilmiş, inanılmaz yetenekli bir genç müzisyen. Baget hakimiyeti insan üstü bir seviyede. Yeteneği kadar şovmenliği de çok ileri düzeyde, zaten konserde de buna şahit olduk. Gene Krupa, Buddy Rich gibi efsaneler arasına gireceğini tahmin ettiğim Nekrutman, 2023'de Suicidal Tendencies grubu ile çalmaya başlamıştı. 2024'te veda turnesi öncesi ise Sepultura'ya katıldı.
 
Turne detayları
 
Sepultura'nın "Celebrating Life Through Death" adını taşıyan turnesi, grubun 40 yıllık kariyerini kutlamak ve hayranlarına veda etmek amacıyla düzenleniyor. Turne kapsamında, 40 farklı şehirde 40 canlı performans kaydedilmesi ve bu kayıtların özel bir derleme albümde bir araya getirilmesi planlanmış. Turne, 2024 yılının Mart ayında Brezilya'da başladı ve 2026'nın sonuna kadar toplam 18 ay sürecek. İstanbul konseri, grubun Avrupa turnesinin ortalarında yer alıyordu.   Gruba Avrupa ayağında; Obituary, Jinjer ve Jesus Piece gibi gruplar eşlik ediyor.  Set-list'te yer alan parçalar, grubun 1986–2020 arası müzikal evrimini ve farklı vokal dönemlerini yansıtıyor.
 
Dark Sun Metal Festival
 
İstanbul Küçükçiftlik Park'ta gerçekleştirilen 'Dark Sun Metal Festival'in bugün yani 2 Ağustos Cumartesi günü gerçekleşecek  ikinci gününde yine harika konserler var.
 
İlk olarak Knight Errant, Türkiye senfonik metal sahnesinin köklü ismi olarak sahneye çıkacak.
 
Ardından, Danimarka’dan gelen black metalin folkla buluştuğu karanlık bir peri masalı: Myrkur sahne alacak. Tüm görkemiyle gecenin yıldızı ise Epica olacak. Simone Simons’un eşsiz vokali ve grubun sinematik sahne şovu, festivale adını yakışır bir son hazırlayacak.
...