Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Sosyal çürümenin anatomisi

Sosyal çürümenin anatomisi

Sosyal çürümenin anatomisi05 Aralık 2025 - 04:12
Zeliha Bürtek’in 'Sosyal Çürüme' kitabı ve Gülşen İşeri’nin moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşi serisi, yalnızca bir imza günü değil; bir yüzleşme daveti.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
Bazı hikâyeler sessiz başlar, ama yankısı yıllarca sürer. Zeliha Bürtek’in hikâyesi de böyle. Birkaç yıl önce yapılan bir sosyal medya röportajında dile getirdiği “Türkiye’de sosyal çürüme var, dönüşü olmayan bir yerdeyiz” sözleri, beklenmedik bir şekilde toplumun damarlarına dokundu. Videonun altındaki yorumlar, paylaşımlar, tartışmalar derken, Bürtek bir anda Türkiye’nin özlediği kanaat önderlerinden biri haline geldi.
 
Bugün kaleme aldığı “Sosyal Çürüme” kitabı, hızla değişen Türkiye’de ahlaki, siyasal ve kültürel değerlerin çözülme sürecini çok yönlü bir bakışla ele alıyor. Ve bu kitap, yalnızca bir entelektüel çaba değil; bir çağrı, bir alarm, bir yüzleşme. Gülşen İşeri’nin moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşi serisi ise bu çağrıyı daha da derinleştiriyor.
 
 
Zeliha Bürtek kimdir?
 
İstanbul doğumlu Zeliha Bürtek, eğitim hayatına mimarlık alanında başladı. Lisansını tamamladıktan sonra sanat tarihi ve felsefeye yöneldi. Paris’te estetik eğitimi aldı, ancak yarıda bırakarak Türkiye’ye döndü. Ardından Galatasaray Üniversitesi’nde felsefe alanında yüksek lisans yaptı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde sosyoloji üzerine doktora çalışmaları yürüttü.
 
Akademik kariyerinde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 21 yıl boyunca ders verdi; ayrıca Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora dersleri yürüttü. Mimarlık, sanat tarihi, felsefe ve sosyoloji gibi farklı disiplinler arasında köprüler kuran Bürtek, teoriyi pratikle buluşturma çabasıyla tanındı. Pandemi sürecinin ardından akademik hayatına ara vererek toplumsal analizlere ve sosyal sorumluluk projelerine yöneldi.
 
Bu dönemde, sokak röportajında dile getirdiği ‘sosyal çürüme’ kavramı, yıllardır üzerinde çalıştığı konuların bir yansımasıydı. Kavram kısa sürede Türkiye’nin gündemine oturdu ve Bürtek’in düşüncelerini daha geniş bir kitleyle paylaşmasının önünü açtı. Gazeteci-yazar Gülşen İşeri ile yaptığı söyleşiler, “Sosyal Çürüme” adlı kitapta toplandı. İnkılâp Kitabevi’nden yayımlanan eser, bireysel yalnızlaşmadan toplumsal dayanışmanın zayıflamasına, şiddet kültüründen kadın cinayetlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede çözülmenin nedenlerini ve etkilerini inceliyor.
 
 
Bir kitabın hikâyesi
 
Zeliha Bürtek’in gazeteci-yazar Gülşen İşeri ile yaptığı söyleşiler, “Sosyal Çürüme” adlı kitapta toplandı. İnkılâp Kitabevi’nden yayınlanan eser, hızla değişen Türkiye’de ahlaki, siyasal ve kültürel değerlerin çözülme sürecini çok yönlü bir bakışla ele alıyor. Kitap, bireysel yalnızlaşmadan toplumsal dayanışmanın zayıflamasına, şiddet kültüründen kadın cinayetlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede çözülmenin nedenlerini ve etkilerini inceliyor.
 
Bürtek’in dili, akademik bir soğukluk yerine sahici bir samimiyet taşıyor; bu da onu geniş bir kitleyle buluşturuyor. Bu buluşma, toplumda kanaat önderlerine duyulan ihtiyacın en somut göstergesi. Çünkü bilgi çağında, anlam arayışı hiç olmadığı kadar güçlü. Sosyal medya, milyonlarca sesin aynı anda konuştuğu bir kakofoni yaratırken, bu seslerin çoğu yönsüz ve yüzeysel kalıyor.
 
“Sosyal Çürüme”, yalnızca bir kavram değil; bir gerçeklik. Bürtek, kitabında bu çözülme sürecini tarihsel, sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla inceliyor. Ahlaki değerlerin erozyonu, siyasal kutuplaşmanın yarattığı tahribat, kültürel kodların hızla değişmesi… Tüm bunlar, bireyin yalnızlaşması ve toplumun ortak paydasını kaybetmesiyle sonuçlanıyor.
 
Kitap, okuyucuyu rahatsız eden sorular soruyor: “Biz ne zaman birbirimize yabancılaştık?”, “Hangi noktada değerlerimizi pazarlık konusu yaptık?”, “Çürüme, yalnızca sokakta mı, yoksa zihinlerimizde mi başladı?”
 
 
Kanaat önderlerine neden ihtiyacımız var?
 
Modern toplum, bilgiyle dolup taşarken, anlamla açlık çekiyor. Sosyal medya, milyonlarca sesin aynı anda konuştuğu bir kakofoni yaratıyor; ama bu seslerin çoğu yönsüz ve yüzeysel. İşte tam da bu noktada kanaat önderleri devreye giriyor.
 
Kanaat önderi, yalnızca bilgi aktaran değil; düşünceyi derinleştiren, tartışmayı yönlendiren, topluma ayna tutan kişidir. Zeliha Bürtek’in yükselişi, bu ihtiyacın en somut göstergesi. Onun sözleri, bir boşluğu doldurdu: “Biz nerede hata yaptık?” sorusunu cesaretle soran bir ses.
 
Bugün kanaat önderlerine duyduğumuz ihtiyaç, aslında bir yön arayışının ifadesi. Çünkü çürüme, yalnızca değerlerin kaybı değil; aynı zamanda rehberliğin yokluğu. Bürtek’in başarısı, bu rehberliği yeniden hatırlatmasında yatıyor.
 
Söyleşi serisi: Bir yüzleşme alanı
 
Bu yüzleşme, yalnızca kitap sayfalarında kalmıyor; okurla buluşuyor. 6 Aralık Cumartesi günü saat 14.00’te Penguen Kitabevi Bahariye’de, Gülşen İşeri’nin moderatörlüğünde gerçekleşecek söyleşi, kitabın ortaya çıkış nedenlerini, araştırma sürecini ve günümüz Türkiye’sine dair gözlemleri masaya yatıracak.
 
Serinin üçüncü durağı ise 13 Aralık Cumartesi saat 15.30’da İstanbul Kitap Fuarı, Tüyap. Bu buluşmada Bürtek ve İşeri, kitabın toplumsal arka planını daha geniş bir çerçevede ele alacak, okuyucuların sorularını yanıtlayacak.
 
Bu etkinlikler, yalnızca bir imza günü değil; bir düşünce platformu. Çünkü “Sosyal Çürüme”, hepimizin hikâyesi. Ve bu hikâyeyi anlamak, ancak birlikte konuşarak mümkün.
 
Etkinlik Detayları
 
“Sosyal Çürüme” Söyleşi ve İmza Günü
6 Aralık Cumartesi  14.00 – Penguen Kitabevi, Bahariye
13 Aralık Cumartesi  15.30 – İstanbul Kitap Fuarı, Tüyap