Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Stanley Clarke Band, İş Sanat’ta

Stanley Clarke Band, İş Sanat’ta

Stanley Clarke Band, İş Sanat’ta 20 Kasım 2025 - 02:11
Cazın yaşayan efsanesi, beş Grammy ödüllü bas virtüözü Stanley Clarke 21 Kasım’da İş Sanat sahnesinde cazın sınırlarını yeniden tanımlamaya geliyor.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
Her çağın kendi efsaneleri vardır; bizim efsanemiz caz müzikte devrim yapmış bir isim: Stanley Clarke. Stanley Clarke, bir ses mimarı. Bas gitarı ritmin gölgesinden çıkarıp melodinin tahtına oturtan isim; caz-füzyonun bayrağını dalgalandıran öncü. Müziği, notaların ötesinde bir manifesto, bir meydan okuma. 21 Kasım’da İş Sanat sahnesi, işte bu efsanenin canlı nefesiyle dolacak; Clarke, İstanbul’a bir müzikal destan armağan edecek.
 
Basın devrimcisi, cazın mimarı
 
1951’de Philadelphia’da doğan Stanley Clarke, müziğe klasik bir başlangıç yaptı. Keman ve çello ile başlayan serüveni, ellerinin büyüklüğü nedeniyle kontrbasa yönelmesiyle bambaşka bir boyut kazandı. Philadelphia Müzik Akademisi’nden mezun olduktan sonra New York caz sahnesine adım atan Clarke, Horace Silver, Art Blakey, Stan Getz gibi ustalarla çalışarak geleneksel cazın disiplinini özümsedi. Ancak onu caz tarihine kazıyan asıl kırılma, Chick Corea ile yollarının kesişmesi oldu. Cazın tarihine yalnızca bir isim olarak değil, bir dönüm noktası olarak kazındı. 
 
1970’lerde bir başka efsanevi isim Chick Corea ile kurduğu Return to Forever, rock etkili füzyon cazın altın çağını başlatan gruplardan biri oldu. Bu birliktelik, Clarke’ın bas gitarı bir eşlik enstrümanı olmaktan çıkarıp sahnenin merkezine taşıdığı yıllardı. Ardından gelen solo kariyeri, müzik dünyasında yeni bir sayfa açtı. Müziği, ritmin gölgesinde duran bası melodinin tahtına oturtan bir devrimdi.
 
 
Stanley Clarke
 
“Children of Forever” (1973) ile başlayan yolculuk, 1976’da yayınlanan “School Days” ile zirveye ulaştı. Bu albüm, hâlâ bas gitarın manifestosu olarak kabul ediliyor; albümle aynı adı taşıyan “School Days” parçası ise basçıların kutsal kitabı niteliğinde.
 
 Quincy Jones, Stan Getz, Art Blakey, Paul McCartney, Jeff Beck, Keith Richards, Aretha Franklin, Stevie Wonder, Chaka Khan, The Police, Herbie Hancock, Al di Meola, Bob Marley, Miles Davis gibi isimlerle aynuı sahneyi paylaşan Clarke’ın diskografisi, cazın sınırlarını zorlayan bir külliyat:” Journey to Love” (1975), “Modern Man” (1978), “I Wanna Play for You” (1979) ve “Rocks, Pebbles and Sand” (1980) gibi albümler, füzyonun melodik ve ritmik zenginliğini ortaya koydu. Funk ve R\&B’ye uzanan çizgide, George Duke ile kurduğu Clarke/Duke Project serisi, müziğin çok yönlü doğasını kutlayan unutulmaz iş birlikleri arasında yer aldı.
 
Müzik tarihine damga vurdu
 
Kariyeri boyunca onlarca stüdyo albümü, EP, derleme albüm, grup çalışmaları, çok sayıda canlı kayıt, soundtrack ve single yayınlayan Clark sadece caz sahnesinde değil, sinema dünyasında da iz bıraktı. “Boyz n the Hood”, “Passenger 57”, “Romeo Must Die” gibi filmlerin müziklerinde onun imzası var. Bu alandaki başarısı, sanatçıya Emmy Ödülü adaylığı getirdi.
 
Clarke, kariyeri boyunca beş Grammy Ödülü kazandı ve 15 kez aday gösterildi: Chick Corea ile kurduğu Return to Forever imzalı ve füzyon cazın zirve noktalarından biri olarak kabul edilen “No Mystery” (1975) ile ‘En İyi Caz Performansı (Grup)”, George Duke ile ortak çalışması olan, pop ve R&B listelerinde üst sıralara çıkan “Sweet Baby” (Clarke/Duke Project - 1981) ile ‘En İyi R&B Performansı (İkili/Grup)’, Clarke’ın genç yeteneklerle kurduğu füzyon anlayışını modern bir yorumla sahneye taşıyan “The Stanley Clarke Band” (The Stanley Clarke Band - 2011) ile ‘En İyi Çağdaş Caz Albümü’, Clarke’ın bestecilik yönünü öne çıkaran ve cazın ötesine geçen vizyonunu yansıtan  “Last Train to Sanity”(2014) ile ‘En İyi Enstrümantal Bestecilik’ ve füzyonun modern yüzünü gösteren, genç müzisyenlerle kurulan güçlü bir iş birliğinin ürünü olan “The Message” (The Stanley Clarke Band - 2018) ile ‘En İyi Çağdaş Caz Albümü’.
 
Ayrıca 2022’de aldığı ABD’nin caz alanında verdiği en yüksek onur nişanı olan “NEA Jazz Masters” nişanı, caz dünyasındaki kalıcı etkisini tescilledi. 
 
Clarke’ın albümleri, caz-füzyonun ötesine geçerek geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Özellikle School Days (1976) albümü, dünya çapında bas gitarın manifestosu olarak kabul edilirken, satış rakamlarıyla da altın plak statüsüne ulaştı. Clarke’ın funk ve R&B etkili çalışmaları, özellikle Clarke/Duke Project serisi, platin plak ödülleriyle taçlandı. 
 
Yaşayan bir efsane olan ve günümüzde bir bas gitarı, Washington’daki National Museum of African American History and Culture’da kalıcı sergide yer alan Clarke hâlâ sahnede, hâlâ yenilik peşinde. Son albümü “The Message” (2018), füzyonun modern yüzünü gösterirken genç yeteneklerle kurduğu bağ müziğe bakışındaki sürekliliği kanıtlıyor.
 
Stanley Clarke Foundation
 
Stanley Clarke, göz kamaştıran kariyerinin yanı sıra eşi Sofia Clarke ile birlikte 2012 yılında Stanley Clarke Foundation adıyla kurduğu vakıfla da dikkat çekiyor. Vakfın amacı, genç ve yetenekli müzisyenlere burs olanakları sağlamak, onların eğitim ve kariyer yolculuklarında destek olmak. Vakıf, özellikle caz ve çağdaş müzik alanında yetenekli gençleri keşfetmeye odaklanıyor ve burs programlarıyla onların hem akademik hem sanatsal gelişimlerine katkıda bulunuyor. Ayrıca, müzik eğitimi projeleri ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla müziğin kapsayıcı gücünü yaymayı hedefliyor.
 
Füzyonun yeni yüzü
 
Stanley Clarke, 1985’te The Stanley Clarke Band ‘i kurduğunda, amacı yalnızca füzyon cazın mirasını taşımak değil, aynı zamanda genç yeteneklere sahne açmaktı. Bu vizyon, The Stanley Clarke Band’i hem bir caz laboratuvarı hem de bir müzikal keşif alanına dönüştürdü. Grup, kurulduğu günden bu yana farklı dönemlerde efsanevi isimleri ve yeni kuşak müzisyenleri bir araya getirdi.
 
1985’te kurulan ilk kadroda Stanley Clarke’ın yanı sıra klavyede Robert Brookins, davulda Rayford Griffin ve zaman zaman vokalde funk ve R\&B etkilerini taşıyan isimler yer aldı. Bu dönem, grubun funk ve caz-füzyon çizgisini belirleyen temel yıllardı.
 
Grubun ilk albümü “Find Out!” (1985), funk ve R&B etkili bir çizgide ilerledi. Clarke’ın bas gitar, güçlü ritimlerle birleşerek dönemin dans müziği enerjisini cazın doğaçlama ruhuyla harmanladı. Albüm, Clarke’ın solo kimliğinden grup kimliğine geçişte bir köprü niteliğinde.
 
İlerleyen yıllarda Clarke, ağırlıklı olarak solo albümler, film müzikleri ve George Duke ile Clarke/Duke Project serisi üzerinde çalıştı. Bu dönemde The Stanley Clarke Band adı kullanılmadı. Dolayısıyla Grubun adını taşıyan “The Stanley Clarke Band” (2010) albümü grubun yeniden doğuşu olarak kabul ediliyor. Cameron Graves, Ruslan Sirota gibi isimlerin yer aldığı ve Modern füzyon anlayışını sahneye taşıyan çalışma, Grammy’de ‘En İyi Çağdaş Caz Albümü’ ödülünü kazandı. Albümdeki parçalar, Clarke’ın vitüözitesini genç yeteneklerin enerjisiyle buluşturuyor. Özellikle, “Larry Has Traveled 11 Miles and Waited a Lifetime for the Train” parçası hem teknik hem duygusal yoğunluğuyla öne çıkıyor.
 
Stanley Clarke Band
 
Bu arada 1985’te ‘The Stanley Clarke Band’ olarak başlayan yolculuk, 2010’da Grammy ödüllü albümle birlikte ‘Stanley Clarke Band’ kimliğine evrildi. Resmî web sitesi, albüm kapakları ve turne afişlerinde Stanley Clarke Band ismi kullanılmaya başladı. Bu sadeleşme, Clarke’ın müziğe bakışındaki modernleşme ve daha dinamik bir kimlik kazanma isteğini yansıtıyor.
 
Clarke, 2014 tarihli “Up” albümünde füzyon cazı elektronik dokularla yeniden yorumladı. Clarke'ın başyapıtlarından, 1976 tarihli School Days'in yeni yorumunun da yer aldığı albüm, enerjik ritimler ve melodik zenginlik arasında bir denge kurarken, konuk sanatçılarla yapılan iş birlikleri müziğe farklı renkler kattı. “Pop Virgil” ve “Last Train to Sanity” gibi parçalar, Clarke’ın bestecilik gücünü ortaya koyuyor.
 
 
The Stanley Clarke Band
 
Grubun son albümü “The Message” (2018), füzyon cazın modern yüzünü gösteriyor. Cameron Graves’in klavye dokunuşları, ‘Blaque Dynamite’ lakaplı Mike Mitchell’in dinamik davulları ve Beka Gochiashvili’nin piyanodaki virtüözlüğü, Clarke’ın basıyla birleşerek çağdaş bir füzyon manifestosu yaratıyor. Albüm, genç yeteneklerle kurulan güçlü bir bağın ürünü ve Clarke’ın müziğe bakışındaki sürekliliğin kanıtı.
 
Grup, cazın sınırlarını zorlayan genç müzisyenler ve her turnede farklı konuk sanatçılarla sahneye çıkarak füzyonun doğaçlama ruhunu canlı tutuyor. Clarke’ın sözleriyle: “Geçmişin mirasını taşırken geleceğin sesini yaratıyor.”  Clarke’ın basına; klavye ve piyanoda West Coast Get Down kolektifinin kurucularından Cameron Graves, davulda Chicago çıkışlı, modern cazın yükselen yıldızı Mike Mitchell ve piyanoda Gürcü asıllı virtüöz, klasik ve caz arasında köprü kuran yetenekli müzisyen Beka Gochiashvili eşlik ediyor.
 
21 Kasım’da İş Sanat’ta 
 
İş Sanat’ın yeni sezonunda caz ve dünya müziğinin seçkin isimleri yer alıyor; ancak Stanley Clarke Band konseri, bu sezonun zirve noktalarından biri olmaya aday. Stanley Clarke, Türkiye’de ilk kez 2000’li yıllarda konser verdi ve İstanbul caz sahnesinde unutulmaz performanslara imza attı. 21 Kasım Cuma akşamı saat 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda gerçekleşecek yeni buluşmanın biletleri, İş Sanat gişesi ve Biletix üzerinden İş Bankası kartlarına özel indirimlerle temin edilebilir.