Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Uluslararası İstanbul Koro Festivali başlıyor

Uluslararası İstanbul Koro Festivali başlıyor

Uluslararası İstanbul Koro Festivali başlıyor02 Temmuz 2025 - 04:07
İstanbul’un çok sesli ve çok kültürlü yaşamını sahneye taşıyan Uluslararası İstanbul Koro Festivali, üçüncü yılında. 3-6 Temmuz 2025 tarihleri arasında Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, Müze Gazhane, Beşiktaş Meydanı ve Anadolu Hisarı’nda yankılanacak sesler Türkiye’nin müzikal mozaiğini bir araya getiriyor.
Yeliz TİNGÜR 
yeliztingur@gmail.com
 
Üçüncü yılında da İstanbul’un çok sesli dokusunu yansıtan Uluslararası İstanbul Koro Festivali, korolar aracılığıyla bir aradalığın güçlü bir kültürel ifadesine dönüşüyor. 3–6 Temmuz 2025 tarihleri arasında Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, Müze Gazhane, Beşiktaş Meydanı ve Anadolu Hisarı’nda gerçekleşecek festivalde, 24 koro ve 852 korist sahne alacak. İBB Kültür’e bağlı İBB Orkestra tarafından düzenlenen festivalin bu yılki en özel sürprizi ise İBB İstanbul Çocuk Korosu. Açık çağrıyla belirlenen 110 çocuk, ilk performanslarını 3 Temmuz Perşembe akşamı saat 19.45’te CRR’de sergileyecek.
 
 
Festivalin Genel Sanat Yönetmeni Kübra Şenyaylar, “sevgi, birlik, rağmen” diyerek bu yılın ruhunu özetliyor. Konuk topluluklardan Gürcü Sanat Evi Çok Sesli Korosu ise Gürcü polifonisinin derin mirasını İstanbul sahnesine taşıyor. Ortak seslerde buluşan bu kültürel diyaloğu Kübra Şenyaylar ve İberya Melaşvili ile konuştuk.
 
 
3. Uluslararası İstanbul Koro Festivali Genel Sanat Yönetmeni Kübra Şenyaylar
 
“Demokrasi Yüzyılı” vizyonuyla başlayıp kısa süre içinde uluslararası platforma taşınan bu festivalin üç yıl içindeki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Kübra Şenyaylar: Her yıl başvuran koro sayısını gördükçe çok heyecanlanıyoruz. Bir önceki yıldan çok daha fazla ve çok daha özenle hazırlanılmış başvuru dosyaları ile karşılaşıyoruz hem de dünyanın her yerinden. Bu ülkemiz adına da çok gurur verici. Korolar dayanışmanın, bir olma halinin hakikaten vücut bulmuş hali. Vücudun üstüne bir de enstrümanın. Bu üç yıl koroların birbirini desteklediği ve desteklendiği göz dolduran onlarca anı da barındırıyor içinde.
 
Festivalin belki de en heyecan verici kısmı İBB İstanbul Çocuk Korosu. Bu projenin hayata geçme süreci nasıl başladı?
 
Kübra Şenyaylar: İBB İstanbul Çocuk Korosu bireysel ve toplumsal düzeyde kalıcı ve olumlu etkiler bırakmayı amaçlayan çok yönlü bir deneyim sağlama hedefiyle ortaya çıktı. Şehrimizin farklı sosyo-kültürel çevrelerinden katılım sağlayan çocukların; toplumsal farkındalık, kendini ifade etme, özgüven, ekip çalışması, arkadaşlık, odaklanma, nefes kontrolü ile stres-kaygı dengesi kurma, dil gelişimi ve genel müzikal yeteneklerini artırarak estetik duyarlılık geliştirmelerini desteklemek ve geleceğin kültür elçileri ile sanatçıları olarak yetişmesini hedefledik. Yaptığımız açık çağrı ile 7-13 yaş aralığındaki 110 çocuğumuz İBB İstanbul Çocuk Korosu’nu oluşturdu. Çocuklar İstanbul’un iki yakasında aldıkları eğitimleri tamamladı ve şimdi konserleri için hazırlar.
 
 
İBB İstanbul Çocuk Korosu
 
Festival kapsamında gerçekleşecek atölye ve söyleşilerde katılımcıları neler bekliyor? Festivalde çocukların gelişimine yönelik aktiviteler olacak mı?
 
Kübra Şenyaylar: İki atölye üç oturum hazırladık. Atölyelerimizden ilki Hanover’da yaşayan ve birbirinden farklı çokça koro yönetme deneyimi olan Zeynep Eren Kovankaya ile gerçekleşecek. Farklı koro yapılarında ses oluşturma yöntemlerine değinip uygulamalar yaptıracak Eren Hoca bize. Bu oturum çocuk ses gelişiminden, ergenliğe oradan yetişkinliğe büyük bir perspektif katıyor. Bir koro şefi olmanın yanı sırada öğretmen olarak şunu söylemeliyim ki bir çocuk için neşeyle şarkı söyleyen ve birbirini alkışlayan yetişkinler görmek başlı başına bir gelişim, öğreti.  İkincisi de çok heyecan verici  Gürcistan Basiani Devlet Halk Topluluğu Şefi Zurab Tskrialashvili ile Geleneksel Gürcü Müziği Tekniği. Zurab bize, koro müziği şarkıcılarının ilgiliyle takip ettiği ve merak ettiği Gürcü Geleneksel Müziği armonisi anlatıp üzerine eser öğretecek.
 
Bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bir de oturumlarımız var. Bir ülkenin koro müziği tarihini birlikte oluşturmaya devam ediyoruz çünkü. 3 farklı konu başlığında bizi bekleyen oturumlarımız var. Kiminde moderatör kiminde benim de konuşmacı olarak yer aldığım oturumlarımız şöyle:
 
Koro Müziği Bestecileri ile Türk Koro Müziği üzerine Söyleşi
(Hasan Uçarsu, Nedim Yıldız, Volkan Akkoç) 
 
Moderatör: Kübra Şenyaylar
 
Türkiye’de Koro Müziğinin Gelişimi
(Atilla Çağdaş Değer, Çiğdem Aytepe, Hasan Uçarsu, Kübra Şenyaylar)
 
Kadın Koro Şeflerinin Perspektifinden Liderlik
(Zeynep Göknur Yıldız, Çiğdem Aytepe, Zeynep Eren Kovankaya, Kübra Şenyaylar)
 
Bu oturumların sonunda konuştuğumuz her şeyin yazılı bir bildirgeye dönüşmesi için de festival sonrasında çalışacağız. Böylelikle bizden sonra gelen jenerasyon 2025 yılında Türk Koro Müziğindeki gelişmeleri, literatürü, teknik ve yöntemleri takip edebilecekleri bir kaynağa sahip olmuş olacak.
 
 
İstanbul gibi çok sesli bir şehirde korolar aracılığıyla bir “kültürel buluşma” yaratmak nasıl bir strateji gerektiriyor?
 
Kübra Şenyaylar: Şehrin altında şehir, geleneğin içinde gelenek, çokça imparatorluk, inanç, dil… sesin içinde ses yani. İstanbul’u kısaca böyle tanımlarım ben. İstanbul’da kültürel buluşma gerçekleştirmek için stratejiye ihtiyacımız yoktu. Herkese “sevgi, barış, uyum ve saygı” için kendini gerçekleştirme yolu açan bir festival bu. Anlayış, çokseslilik ve farklılıkların ahengiyle beslenme misyonu yeter koşuldu.
 
Bu yılki festivalin temasını üç kelimeyle özetlemenizi istesek ne olurdu?
 
Kübra Şenyaylar: Üç zorlayacak beni: Sevgi, birlik, rağmen.
 
Son olarak katılımcılar ve izleyiciler açısından ölçtüğünüz geri dönüşlerde fark edilir bir değişim var mı? Örneğin şehirdeki gençlik, eğitmenler ya da aileler festival deneyimini nasıl yorumluyor? 
 
Kübra Şenyaylar: Yakın gelecekte daha çok konuşacağız bence ama şehrin en sıcak yaz festivallerinden biri bence. Dört gün hem ana sahnemiz Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda hem Anadolu Hisarı ve Meydanlarda olan amatöründen, meraklısına, bestecisinden, şarkıcısına herkesi besleyen bir festival olduğuna dair çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Sadece mesleki olarak değil, ihtiyacımız olan sevgi ve ışığı el birliği ile arttırdığımız bir alan açıyor bu festival. Birbirinden farklı yapılardaki, dillerdeki, stillerdeki, geleneklerdeki korolar 4 gün boyunca aynı evde yaşıyor. Birbirini besliyor. Seyirci de buna şahitlik ediyor. Bunu hissedenlerin geri dönüşleri göz dolduruyor. Koro konseri izlemeye olan talep, heyecan, sabırsızlık da çok güzel mesela. Yer kalmadı diye üzülüp, sitem eden koro müziği seyircisi var artık ülkemizde. Ne mutlu bize.
 
 
İBERYA Gürcü Sanat Evi Genel Sanat Yönetmeni, Koro Şefi İberya Özkan Melaşvili
 
Gürcü Sanat Evi Çok Sesli Korosu olarak İstanbul Koro Festivali’ne katılma süreciniz nasıl başladı?
 
İberya Özkan Melaşvili: Gürcü Sanat Evi Çok Sesli Korosu olarak İstanbul Koro Festivali’ne katılma sürecimiz 3 yıl öncesinden başladı. Bu yıl 3. gerçekleştirilecek festivalin ilk oluşumunda davet üzerine bizler de katıldık. Oldukça güzel ve seviyeli bir organizasyon ile tanıştık. 2.’de de yer almıştık.
 
Çoksesli koro geleneği, Gürcü kültüründe oldukça köklü. Repertuvarınızı oluştururken nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
 
İberya Özkan Melaşvili: Gürcü Müziği ve şarkı kültürü, “geleneksel polifonik” bir özelliğe sahiptir. Unesco, Gürcü Şarkıları için “insanlığın sözlü ve manevi mirasının bir başyapıtı” olarak nitelemiş olup korunması gerekliğinden söz etmekte. Çok eski tarihlerden bu yana sürdürülmekte olan bu geleneği özellikle repertuvarımızda bulundurmaya çalışmaktayız. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin Gürcü köylerinde kaybolmaya yüz tutmuş, unutulmuş olan geleneksel polifonik Gürcü Şarkılarına da yer vermekteyiz.
 
 
Gürcü Sanat Evi Çok Sesli Korosu
 
Repertuarınıza bu yıl yeni eklediğiniz eserler ya da işbirlikleri var mı? Özellikle çok sesli gelenekte çocuklarla birlikte seslenen parçalar var mı?
 
İberya Özkan Melaşvili: Her yıl yeni şarkılar eklemekteyiz. Söz konusu koromuzun dışında Gürcü Sanat Evi Oda Korosu (Kafdağı Korosu), Kafdağı Müzik Grubu gibi gruplarımızla da çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Her ne kadar repertuvarımızda az yer alsa da çok sesli gelenekte çocuklara yönelik şarkılar, çocuklarla birlikte seslendirilen parçalar da var.
 
Festivalde yer almak, Gürcistan-Türkiye müzikal diyaloğu açısından nasıl bir anlam taşıyor?
 
İberya Özkan Melaşvili: Türkiye-Gürcistan müzikal diyaloğu; Türkiye’ye geleneksel çok sesliliği tanıtma, Türkiye’ye göç ve çeşitli sebeplerle gelip yerleşen Gürcü kültürünün ve müziğinin farkına varma ve Gürcü müziğini geniş bir kitleye aktarma açısından önem ve anlam taşıyor diye düşünüyoruz.
 
 
Gelecek yıl bu festivale çocuk korosu veya yeni kuşaklarla yönelik bir atölye programı hazırlamak ister misiniz? Varsa planladığınız bir proje ya da hayal ettiğiniz bir iş birliği var mı?
 
İberya Özkan Melaşvili: Tabii ki isteriz. Gereken imkânlar ve ortamlar sağlanırsa neden olmasın. Çocuklara yönelik bir proje planımız olmadı, fakat her şeye açık olduğumuzu da söylemek isteriz. Teşekkür ederiz…
 
PROGRAM
 
3 Temmuz Perşembe
 
CRR – 19.45
İBB İstanbul Çocuk Korosu
Koro İstanbul 
Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi
Odeon Oda Korosu
 
4 Temmuz Cuma
 
CRR – 20.00
Peradi Ensemble
İstanbul Voices
Ladies & Centlemen
 
Müze Gazhane – 20.00
Hasbihal Türk Müziği Korosu
İTÜ 250. Yıl Türk Müziği Korosu
 
5 Temmuz Cumartesi
 
CRR – 19.30
SANSEV Çocuk Korosu
Pulse
İZBB Çoksesli Korosu
İstanbul Avrupa Korosu
 
Beşiktaş Meydanı – 19.30
Lozan Mübadilleri Vakfı Korosu
LÖSEV Gönülden Sesler Korosu
Odeon Oda Korosu
İSTOS Korosu
 
Anadolu Hisarı – 20.00
Oda Koro
Peradi Ensemble
İstanbul Voices
 
6 Temmuz Pazar
 
CRR – 20.00
BÜMK Caz Korosu
Akademi Sirene
Gürcü Sanatevi Çoksesli Korosu
 
Beşiktaş Meydanı – 20.00
ODTÜ THBT Fosil Korosu
Avusturya Liseliler Kart Çınar Klasik Türk Müziği Korosu
Büyükçekmece İshakoğlu Musiki Derneği
 
Müze Gazhane – 20.00
İSTOS Korosu
Ladies & Gentlemen
Ruhi Su Dostlar Korosu
İZBB Çoksesli Korosu