Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Ustanın yolculuğuna tanıklık

Ustanın yolculuğuna tanıklık

Ustanın yolculuğuna tanıklık26 Ekim 2025 - 03:10
Hayati Misman’ın 60 yılı aşan üretken sanat serüveni, İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde kapsamlı bir retrospektifle izleyiciyle buluşuyor. Gravürden heykele, resimden metal rölyefe uzanan sergi, Misman’ın sabırla inşa ettiği teknik ustalığı görünür kılıyor.
Melisa Vardal - İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, Türk resim sanatının duayen isimlerinden Hayati Misman’ın 60 yılı aşkın, üretken sanat yolculuğunu bir araya getiren kapsamlı bir retrospektife ev sahipliği yapıyor. Sanatçının 1960’lardan günümüze uzanan bu uzun soluklu serüveni, zaman içinde olgunlaşan bir estetiği ve sabırla edinilmiş teknik bir ustalığı gözler önüne seriyor. Sergide 170’ten fazla eser yer alıyor. Sergi, yalnızca tamamlanmış eserleri değil, aynı zamanda sanatçının kullandığı gravür kalıpları, metal plakaları, baskı makinesini ve Misman’ın oymada kullandığı özgün aletleri de sanatseverlerle buluşturuyor. Böylece izleyici, sanatçının atölyesinin içine adım atar gibi hissediyor ve üretim sürecine yakından tanıklık ediyor. Kibele Sanat Galerisi’nin çok katmanlı düzeni, Misman’ın yıllara yayılan sanatsal gelişimini hem malzeme ve biçim hem de renk dili üzerinden derinlemesine okuma olanağı sağlıyor. 
 
 
Renklerle kadın figürünün direnişi 
 
Sergide özellikle kırmızı, mavi ve sarı renklerin çarpıcı birlikteliği göze çarpıyor. Misman, bu renkleri yalnızca estetik bir seçim olarak değil, kadın figürünün içsel gücünü ve direnişini yansıtacak bir anlatım aracı olarak kullanıyor. Kadın bedenleri kimi zaman soyut, kimi zaman figüratif biçimlerle resim yüzeyinde belirirken aynı güç, sanatçının metal rölyeflerinde ve bronz heykellerinde de kendini gösteriyor. Her figür, sanki yıllar boyunca Misman’ın atölyesinden geçerek yeni bir biçime, yeni bir ifadeye bürünmüş izlenimi yaratıyor. 
 
 
Gravür sanatının Türkiye’deki öncülerinden biri olarak kabul edilen Misman, teknik titizliğini eserlerinde sürdürüyor. Sergide yer alan metal gravür plakaları, onun sabırla kazıdığı yüzeylerde gizli figürleri, insan silüetlerini ve doğayla iç içe geçmiş anlatıları ortaya çıkarıyor. Bu teknik yoğunluğun ardında sanatçının hiç durmadan üretme hâlinin saklı olduğu hissediliyor. 
 
 
Serginin duygusal omurgasını ise sanatçının kişisel tarihine ait fotoğraflar oluşturuyor. Bir köşede annesi Fadim Misman’la çekilmiş 1994 tarihli bir kare, diğer yanda öğrencilik yıllarından Gazi Eğitim Enstitüsü’nde hocalarıyla bir anı dikkat çekiyor. Bu fotoğraflar zamanın içinden süzülen bir hafıza gibi sergiye yerleştirerek izleyici ile Misman arasında kişisel bir bağ kuruluyor. Bu uzun yolculuğun özeti gibi duran sergi, usta bir sanatçının sabrına, emeğine ve zamana bıraktığı izlere yakından bakmak isteyenler için kaçırılmayacak bir durak. Sergi, 19 Ocak 2026 tarihine kadar ziyaret edilebilir. 
 
 
Dostlarından selam var
 
Duvarlarda, sanat camiasının önde gelen isimlerinin Misman’a dair daha önceden yaptığı yorumları yer alıyor. Ressam Zafer Gençaydın, onun baskılarındaki canlılığı ‘anlık coşkuların taptaze etkisi’ olarak tanımlarken; sanat tarihçisi Sezer Tansuğ, Misman’ın gravürlerini ‘deneyimle donanmış bir sanat adamının zihinsel disiplini’ olarak değerlendirmiş. Usta sanatçı Zahit Büyükişleyen, Misman’ı ‘68 kuşağının çağdaş resim sanatımızdaki önemli temsilcilerinden biri’ olarak konumlandırırken; Tunç Tanışık onu ‘biçimlerle korkusuzca oynayan bir görsel usta’ diye nitelendiriyor. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Halil Akdeniz ise Misman’ın sanatını ‘figürün ötesinde, renk ve biçim zenginliğiyle derinleşen bir anlatım’ olarak tanımlıyor. Duvarlarda yazılı bu cümleler Misman’ın sanatsal yolculuğunu değil aynı zamanda onun dostluk kurduğu, birlikte düşünce üretmiş kuşağın sanatçılarına da bir selam niteliği taşıyor.