Yüksek Sadakat, Wonder Village’ta sahneyi ateşe veriyor
Türk rock müziğinin köklü ve asla yorulmayan bir devi Yüksek Sadakat 21 Aralık Pazar akşamı izleyicileri yepyeni bir hikâyenin içine çağırıyor.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
5 Aralık’ta kapılarını açan ve aralık ayı boyunca LifePark’ta devam edecek olan şehrin en büyük kış marketi İstanbul Wonder Village ikinci haftasında da binlerce ziyaretçiyi müzik, sanat ve eğlence ile buluşturdu.
İstanbul’un kış serinliği Wonder Village’ın ışıklı yollarına karışırken, sahnenin ardında başka bir ısı birikiyor: Türk rock sahnesinde yıllardır değişmeyen bir dinamizm, sahneyi gördüğü anda adeta yaşayan bir organizmaya dönüşüyor. Yüksek Sadakat, ilk albümünü yayımladığı 2006’dan bu yana sadece bir grup olarak değil, dönem dönem kendi kuşağının vicdanı, kimi zaman da hikâye anlatıcısı rolünü üstlendi.
Kariyerin anatomisi
Yüksek Sadakat’in hikâyesi, 1997’de gazeteci Kutlu Özmakinacı’nın kurduğu Filinta projesinin içinden filizlenip 2004’te bugünkü adını alarak net bir kimliğe kavuştu. Yüksek Sadakat ismi yalnızca bir titreşim değil; grubun müziğe duyduğu bağlılığı, “hi-fi” kültürünün o temiz, dürüst seste bulduğu anlamı işaret eden bir manifesto niteliğindeydi.
Grup, 2006’da yayınlanan ve kendi adlarını taşıyan ilk albümle Türk rock sahnesine güçlü bir giriş yaptı; bu albümden çıkan “Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer”, “Kafile” ve “Pervane” gibi şarkılar kısa sürede hem radyoların hem de dinleyici belleğinin vazgeçilmezleri arasına yerleşti. 2008 tarihli “Katil & Maktûl” albümü enerjik aranjesi ve stil değişikliğinin işaretleriyle kritik bir dönemeçti.
Ardından gelen 2011 albümü “Renk Körü”, grubun müzikal çizgisinde modern bir açıklık, yeni bir dinamizm yarattı ve aynı yıl “Live It Up” ile Türkiye’yi Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil etmeleriyle uluslararası sahne deneyimi kazanmalarını sağladı. Bu dönem, grubun hem Türkiye içinde hem de dışında geniş kitlelere ulaşmasında etkili oldu. 2014 yılında yayınlanan “IV” ve 2021 tarihli “Rengarenk” albümleri ise onların yıllar içinde olgunlaşan, ama köklerini kaybetmeyen bir rock estetiği geliştirdiğini gösterdi. Özellikle “Rengarenk”, geçmiş şarkılarına modern bir dokunuş getiren 2021 versiyonlarıyla dikkat çekti.
Bu süreç boyunca Yüksek Sadakat yalnızca albümleriyle değil, sahne performanslarıyla da adından söz ettiren bir grup oldu. Türkiye’nin dört bir yanında verdikleri konserlerin yanı sıra, Eurovision tecrübesi grubun uluslararası görünürlüğünü artırdı ve Avrupa’da daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmalarını sağladı. Ayrıca farklı proje albümlerinde yer alarak, örneğin 2018’de Cem Karaca’ya saygı albümündeki yorumları gibi çalışmalarıyla, Türk rock tarihine duydukları saygıyı ve bu tarihin içinde aktif bir yer alma bilinçlerini de pekiştirdiler.
Değişimlerin izinde
Yüksek Sadakat’in yıllar içinde değişen ama daima kendine özgü bir çizgide ilerleyen kadrosu da grubun karakterini belirleyen temel unsurlardan biri oldu. Kurucu üye ve bas gitarist Kutlu Özmakinacı grubun omurgası niteliğinde; gitarist Serkan Özgen keskin ve melodik gitar diliyle grubun soundunu taşıyan önemli bir isim. Vokal tarafında yıllar içinde Cemil Demirbakan, Kenan Vural ve Selçuk Sami Cingi gibi farklı seslerle çalışmaları, şarkıların yorumuyla birlikte gruba her dönem yeni bir ifade alanı açtı. Klavyede Uğur Onatkut ve davulda Sefa Deniz Alemdar (ve önceki dönemlerde Alpay Şalt & Deniz Alemdar), grubun ritmik ve armonik yapısını destekleyerek Yüksek Sadakat’in yıllar içinde daha geniş bir müzikal evrene yayılmasını sağladı.
Kolektif ruh
Yüksek Sadakat, kariyeri boyunca yalnızca albümleriyle değil, sahne üstündeki yüksek enerjisiyle de kendine özgü bir yer edindi. Türkiye’nin dört bir yanındaki festivallerde, Avrupa sahnelerinde ve televizyon performanslarında yüzbinlere ulaşan canlı konserleri, onları sıradan bir rock grubundan çok, birlikte nefes alan bir ‘kolektif ruh’a dönüştürdü.
Grup günümüzde hala hem stüdyo çalışmalarında hem de sahnede yılların deneyimini, bitmeyen bir yenilenme isteğiyle birleştiren nadir ekiplerden biri. Albümleri Türk rock tarihinin kilometre taşları arasında anılırken, uluslararası platformlarda attıkları adımlar Yüksek Sadakat’e sınırları aşan bir kimlik kazandırdı. Değişen kadrolara rağmen korunan üretim disiplini ve istikrarlı duruşları, onların müzik dünyasında hem geçmişin güçlü bir sesi hem de geleceğe dair hâlâ söyleyecek sözü olan bir grup olarak varlığını sürdürmesini sağlıyor.
Tüm bu birikim, Yüksek Sadakat’i ‘devam eden bir grup’ olmaktan çıkarıp ‘kendi efsanesini yazmaya devam eden bir yapı’ hâline getiriyor. Wonder Village sahnesi ise bu efsanenin yeni satırlarına ev sahipliği yapmaya hazır görünüyor.
Wonder Village gecesi
Işıl ışıl dekorasyonu, dünya mutfağından kış lezzetleri ve hediyelik eşya stantları ile Wonder Village, 28 Aralık'a kadar İstanbul'un en gözde buluşma noktası olmaya devam edecek. Önümüzdeki haftalarda bir çok müzisyen Wonder Village sahnesinde hayranlarıyla buluşacak.
Ancak Wonder Village’ın masalsı atmosferi, 21 Aralık Pazar akşamı bu kez rock müziğin kendine has büyüsüyle birleşecek. Yüksek Sadakat’in sahnesinde her şarkı, yılların birikimini taşıyan birer anı gibi yeniden canlanacak. “Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer” çalındığında nostalji duygusu mekânın ışıklarıyla birleşecek; “Aşk Durdukça” ile kalabalık aynı nabızda atacak; “Live It Up” ile Wonder Village’ın uluslararası sahne ruhu ortaya çıkacak.
Sahne, bir geceliğine yalnızca çalınan müziğin değil, bir kuşağın büyürken dinlediği şarkıların da buluşma noktası olacak.


